İbrahim suresinde ne buyurur Yaradan ? ”Şükrederseniz elbette ki size nimetimi arttıracağım.” bu bir taahhüttür o vakit şükredersek nimetimiz artacak. İlahi bir taahhüt O sözünden dönmez. O’nun vaadi gerçektir.
Bir vakitler bir bağ sahibinin bağ ile arasında şöyle bir konuşma geçer. Bağ sahibine der ki; benim yerimi arıt, verimsiz toprağı gider, yerine arı temiz toprak döküver. Bana zararlı olan taşı, dikeni ayır. Ayrık otlarını yak kurut. Bunu yaparsan ve suyumu da vakitlice verirsen bende ahdime vefa ederim. Ve çeşit çeşit meyveler sebzeler çiçeklerle bezenir göz alıcı güzelliğe bürünürüm. Zaman içinde dostların gelip geçenler gelir hem gözlerini hem karınlarını doyururlar sonra da bu güzellik karşısında tefekküre dalıp gönüllerini doyururlar. Mal sahibi de bu sözleşmeye uydu ve bir bir uyguladı bağın kendisinde istediklerini böylece ortaya öyle güzel bir bağ çıktı ki değil içine girip nimetlerinden yeyip havasından teneffüs edenler yakınından geçenler dahi mest oldular. Bağ öylesine meşhur olur ki, padişahın kulağına dahi gider bu bereketi ve güzelliği. Padişah bir gün bu bostanı görmek ister ve varır. Vardığında mest olur bağın güzelliği karşısında. Bostan sahibini çağırır ve ona bu bahçeyi ne güzel imar etmişsin. Bu memleket de bunun gibi bir bağ ne işitilmiş ne de görülmüştür deyip iltifatta bulunmuştur. Bağ sahibi memnun olur. Eeey Cihan Padişahı der bu bağ, bahçe ve sahibi hepsi senindir. Bu bahçe cihan padişahının kendisini ziyaret etmesi için güzelleştirilmiştir. Bu bağı yapmakta ki muradım tamamdır artık benim, her şey senindir bende seninim. Ee padişahın gönlü hoş olur elbet ona hilat verir aziz eder bağ sahibini. Padişah artık daima bağa gelir her daim görmek ister onu. Bağ sahibi de bundan istifade ile cihan padişahı ile sohbettaş olur. Sözünü yerine getirmenin bereketi ile padişaha dost olma şerefini kazanır. Eeee canlar ne der şimdi bu kıssa bize ?
Eğer sende gönül bostanın sahibi ile sözleşip vaktiyle yaptığın Elestü bi-Rabbiküm ahdine vefa gösterirsen, ta en başından ne demiştik o vakit bu bir taahhüt demiştik. İşte taahhüde uymanın bereketi ile Allahu Zül Celal’in Cemalini görmekle müşerref oluruz. O vakit bizler bağ sahibiyiz ve bağ sahibi olarak bağımızı bakımlı kılmakla mükellefiz ki Allah’ın Cemaline layık olalım. Viran olmuş kurumuş ayrık otunun dikenin bastığı bir bahçeye kim gele ki koca Cihan Padişahı gelsin de cemalini görelim ?